İhracat yapan şirketler için en büyük risklerden biri, yalnızca ticari belirsizlikler değil, hukuki süreçlerin karmaşıklığıdır. Peki, mevcut düzenlemeler şirketler için ne anlama geliyor ve şirketiniz ihracat bedelleriyle ilgili son düzenlemelere uyum sağlıyor mu?

Türkiye’de faaliyet gösteren ihracatçı şirketler için ihracat bedellerinin yurda getirilmesi zorunluluğu kapsamında idari yaptırımlar ve savcılık soruşturmaları önemli bir risk oluşturmaktadır.

· İhracat Bedelinin Yurda Getirilmesi Zorunluluğu bulunmaktadır.

İhracat bedelinin 180 gün içinde yurda getirilmesi, en az %40’ının bir bankaya yatırılması zorunludur. Şirketiniz 180 gün içinde ihracat bedelini yurda getirmediyse savcılık soruşturması ve %5’e varan idari para cezalarıyla karşılaşabilir. 1567 Sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun ve 2023/1 Sayılı İhracat Genelgesi kapsamında belirlenen süre içinde bedellerin yurda getirilmemesi, şirketleri ağır idari yaptırımlar ve hukuki süreçlerle karşı karşıya bırakmaktadır.

Ancak, hukuki mevzuatta belirtilen belirli mücbir sebep halleri ve haklı durumlar, idari yaptırımların iptali için hukuki zemin oluşturabilir; zira bu hallerde ek süre talep edilebilir.

· Savcılık Soruşturmaları ve Hukuki Yollar

Şirketiniz ihracat bedelini süresinde getirmezse, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 1567 Sayılı Kanun kapsamında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulabilir. Eksik belge ve bilgiler sunularak bilirkişi raporu alınması talep edilebilir. Eksik beyanlar için ek süre talep edilebilir. Ceza öncesinde ödeme yapılarak işlemden vazgeçilmesi sağlanabilir. Bu aşamada İdari para cezaları %5’e kadar çıkabilir, ancak erken ödeme durumunda %2,5’e düşebilir.

Savcılık tarafından idari yaptırım kararı verilirse idari yaptırım kararına karşı 15 gün içinde sulh ceza hakimliğine itiraz edilebilir.

İtiraz yolları tüketilmişse, kanun yararına bozma talebi ile Adalet Bakanlığı hukuka aykırı kararları Yargıtay’a taşıyabilir.

· Mücbir Sebep ve Haklı Durumlar

Mücbir sebep halleri, ihracat bedelinin tahsil edilememesi durumunda şirketlerin cezai yaptırımlardan korunmasını sağlayan hukuki mekanizmalardır. Haklı durumlar ise, mücbir sebep kapsamına girmeyen ancak tahsil edilemeyen bedeller için idare tarafından hukuki değerlendirme yapılmasına olanak tanır.

Mücbir Sebep Halleri (2018-32/48 Sayılı Tebliğ & 2023/1 Sayılı İhracat Genelgesi): ✅Doğal afetler, savaş, uluslararası yaptırımlar ✅Alıcının iflası veya konkordato ilan etmesi ✅Grev, lokavt gibi olağanüstü ticari olaylar ✅Gümrükte malların kaybolması, zarar görmesi veya imha edilmesi ✅ Mahkemeye intikal eden ticari ihtilaflar (tahkim ve davalar)

Haklı Durumlar: Mücbir sebep halleri dışında kalan ancak bedel getirme süreleri içerisinde ihracat bedelinin yurda getirilmesine engel olan ve resmi kayıtlarla tevsik edilebilen durumlardır.

Bu gibi durumların hukuki olarak ispat edilmesi halinde idari cezalar kaldırılabilir.

·       İlgili düzenlemeler:

1567 Sayılı Türk  Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun

2023/1 Sayılı İhracat Genelgesi – Hazine ve Maliye Bakanlığı

2023/48 Sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Tebliğ

2018-32/48 Sayılı Tebliğ – Mücbir Sebep ve Haklı Durumlar

Merkez Bankası Genelgesi (2024) –

Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Mevzuat

·       Şirketler için öneriler ve alınması gereken önlemler:

Mevzuata uyumlu hareket etmek gerekir.

İhracat işlemleriyle ilgili belge akışını düzenli kontrol edilmelidir.

İBKB ve DAB belgelerinin zamanında düzenlenmesini sağlanmalı ve finansal süreçler şeffaf bir şekilde yönetilmelidir.

Gümrük ve banka işlemlerinde gecikmelerin önüne geçmek için finans ve hukuk ekipleri ile  entegre bir sistem oluşturulmalıdır.

İhracat sözleşmelerinde, tahsilat garantileri ve ödeme vadelerine ilişkin açık hükümler eklenerek, yurtdışı ödeme riskleri azaltılmalıdır.

Mücbir sebep ve haklı durumları belgeleyerek, gerektiğinde idari cezalara karşı güçlü bir hukuki savunma oluşturulmalıdır.

Vergi dairesi ve ilgili idari birimlerle düzenli temas halinde olunmalı, mevzuatta yapılan değişiklikler takip edilmelidir.

Uluslararası alacak tahsilatında, tahkim ve alternatif uyuşmazlık çözüm yollarını kullanarak, hukuki süreçler hızlandırılmaya çalışılmalıdır.

Vergi Daireleri ile doğrudan iletişime geçilerek, haklı durum değerlendirmesi talep edilmelidir.

Ceza alınması halinde, 15 günlük itiraz süresi kaçırılmadan sulh ceza hakimliğine başvurulmalıdır.

Eğer tüm hukuki yollar tüketilmişse, Adalet Bakanlığı üzerinden Yargıtay’a başvurarak “kanun yararına bozma” yol      una gidilmelidir.

İhracat, yalnızca ticari bir süreç değil, aynı zamanda hukuki bir sorumluluktur. Küresel regülasyonlar sıkılaşırken, şirketlerin finansal riskleri en aza indirmek için hukuki uyumluluklarını güçlendirmeleri artık bir tercih değil, bir zorunluluktur. Bu süreci yönetmek için doğru stratejik bir uyum planı geliştirmek  ve hukuki danışmanlık kritik önemdedir.

Düzenlemelere uygun hareket eden şirketler, yalnızca cezai yaptırımlardan kaçınmakla kalmaz, aynı zamanda operasyonel güvenilirliklerini artırarak uluslararası pazarlardaki konumlarını güçlendirebilirler, daha sağlıklı finansal planlama ve uzun vadeli büyüme stratejileri oluşturabilirler.

Doğru hukuki yapı ve risk yönetimi stratejileri oluşturan şirketler, yatırımcı güvenilirliğini artırarak, uluslararası fonlara erişimde avantaj sağlayabilir. Özellikle ihracat finansmanı, Eximbank kredileri ve devlet teşviklerinden yararlanmak isteyen şirketlerin, mali ve hukuki uyumluluklarını titizlikle sürdürmesi gerekmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İhracatçılar İçin Kritik Uyarı: İBKB Uygulamaları Ve İdari Yaptırımlar
Başa dön